ETKİLİ İNSANLARIN 7 ALIŞKANLIĞI

ETKİLİ İNSANLARIN 7 ALIŞKANLIĞI

Hayatta başarılı olmak ve gerçekten anlamlı bir yaşam sürmek, rastgele bir şans ya da dış koşullara bağlı değildir. Bu hedeflere ulaşmak, doğru alışkanlıkları geliştirmek ve bilinçli bir şekilde hareket etmekle mümkündür.

İşte başarı ve etkinliğin anahtarı olan yedi temel alışkanlık...

1. Alışkanlık : Proaktif Ol

Proaktif; insanın kendi yaşamından sorumlu olduğunu bilmesi ve ona göre hareket etmesidir.
Proaktif insan, davranışlarından dolayı olayları, koşulları ya da koşullanmayı suçlamazlar.
Proaktif insanın davranışları, temelinde duygular olan koşulların ürünü değil, temelinde değerler olan kendi bilinçli seçimlerinin ürünüdür.
Bu tarz insanlar fiziksel, toplumsal ya da psikolojik dış uyarılara, algılara bilinçsiz bir şekilde tepki vermezler tam aksine bilinçli değerlerine dayalı bir tepki verirler.
Proaktif insan koşullara ve çevreye teslim olmazlar. Bütün insanlar yanlış bir yoldan yürürlerken, onlar tek başına da olsa kendi bildikleri doğru yoldan yürümeyi tercih ederler. Yani çoğunluktan yana değil doğrulardan/haktan yana olurlar. Doğruyu ve hakkı sayısal çoğunluğa göre belirlemezler.
Proaktif insan, başına gelen her bir problemin kendisinin daha da güçlenmesine vesile olacağını düşünürler ve problemle savaşacağına problemin çözümü için yol ararlar. Kendi kendine boğuşup da enerjilerini heba etmezler.
Proaktif insanlar;

  1. İnsiyatif alırlar
  2. Olumlu ve yapıcı düşünürler
  3. Yapıcı ve sorumlukuk yükelyici bir dil kullanırlar. Örneğin; "yapamam" yerine "bi deneyim", "olmuyor" yerine "başka bir yol bulalım", "olmaz" yerine "olabilir" gibi kelimeleri kullanırlar.
  4. Etki Alanlarına Yönelirler. Yani yapamayacakları ya da etki edemeyecekeleri şeyleri konuşmaktan, tartışmaktan, onlarla zaman geçirmekten uzak dururlar. Yapabilecek işleri ya da etki alanındaki işleri odak noktaları haline getirirler. 

 

2.Alışkanlık : Sonunu Düşünerek İşe Başla

"Sonunu Düşünerek İşe Başlama"'nın en temel uygulaması, bugüne yaşamınızın sonuna dair bir imge, resim ya da paradigma ile başlamaktır. Geride kalan her şey bu değer yargınız ya da kıstasınıza göre incelenecektir. Yaşantınızın her parçası bütün hayatınız için gerçekten önemli şeyler mi değil mi sorusunun cevabını bulmak için sonunu düşünerek işe başlama alışkanlığını kazanmanız gerekecektir.
Etkili insanlar, sonunu düşünerek işe başlama alışkanlığı ile varacakları yeri iyice belirlerler. Yani hedefleri net hale getirirler. Ve hedeflerinin de amaçsallığını ortaya koyarlar. Yani ben doktor olmak istiyorum hedefini belirlerken, neden doktor olmak istediklerini ortaya koyarlar. Böylece doktorluğa giden yolda herşeyi mübah görme değil, belirledikleri değerlere, amaca uygun olup olmamayı görme meziyetini kazanırlar. Bu meziyet de onu, doğru bir yoldan zaman zaman sapmasına sebep olacak farklı düşüncelerden, dış etkilerden muhafaza edecektir.
Sonunu düşünerek işe başlama, insanı yıllar sonra boş zaferler kazanma bedbahtlığından kurtarır. Gerçek başarılara doğru kürek çekmesini sağlar.
Etkili insan olmak isitiyorsanız; her gün kendinize şu soruları sorarak güne başlayın :

  • Ben şuan ölsem nasıl anılmak isterim?
  • Ahirette nelerle karşılaşmak isterim?
  • Geride bıraktığım malların ben öldükten sonra bana bir faydası olmasını mı isterim yoksa beni yıllarca boş boş yormalarından başka hiçbir işe yaramamasını mı isterim?
  • Evlatlarım, eşim, annem, babam, arkadaşarım benden bahsederlerken hangi sözlerini ifade etmelerini isterim?


İnanın her gün bunu yaptığınız zaman ne bu dünya da ne de ahirette asla perişanlık, pişmanlık, bedbahtlık ve başarısızlık yaşamazsınız.

 

3. Alışkanlık : Önemli İşlere Öncelik Ver

Etkili insanların en önemli özelliklerden biri de önemli işlere öncelik vermeleridir. Önemli işlere öncelik vermek başlı başına muazzam bir alışkanlıktır. Bugünün hengamesi içerisinde bir çok insan bu konuda çok başarısız bir performans sergiliyor. Bu alışkanlığa sahip olabilmeniz için mutlaka ilk iki alışkanlığa sahip olmanız gerekecektir. Çünkü proaktif olmayan insan etki alanın dışına çıkar ve kendisi için önemli olmayan işlerle meşgul olur. Bu da önemli işlere öncelik vermesine engel olur. Ve yine sonunu düşünerek işe başlama alışkanlığına sahip olmayan insanın amacı, hedefi net olarak belli olmaz. Hedefi ve amacı net olarak belli olmayan bir insanın da işlerini önem sırasına göre düzenlemesi imkansızdır. Çünkü o insan kendisi için hangi işin önemli hangi işin önemli olmadığını bilmiyordur.
Önemli işlere öncelik verebilmemiz için önce etki alanımıza odaklanmamız ve sonra da amacımızı ve hedefimizi net olarak belirlememiz gerekir.
Önemli işlere öncelik vermeyle ilgi şu hikayeyi sizlere aktarmak istiyorum:
Bir gün bir öğretmen elinde bir kavanoz, kum, küçük ve büyük çakıl taşları ile sınıfa girmiş. Öğrencilerine elimdeki bu taşları ve kumu hiç dışarıda kalmayacak şekilde şu kavonuza doldurmanızı istiyorum demiş. Öğrenciler önce kumu sonra küçük taşları en son da büyük taşları kavanoza koymaya çalışmışlar ama hiçbiri bütün malzemeleri kavanoza yerleştirememiş. Öğrencilerinin yapamayacağını göre öğretmen, öğrencilerine "Aslında bunlar eksiksiz bir şeiklde bu kavanoza yerleşebiliyor ama siz öncelik sırasını doğru belirlemediğinizden dolayı bunu başaramadınız." demiş ve onlara önce büyük taşların sonra büyük taşların aralarında oluşan boşluklara girecek küçük taşların daha sonra da küçük taşlar arasında kalan boşlukları dolduracak olan kumun yerleştirilmesi gerektiğini ifade etmiş. Ve bunu yapan öğrenciler hakikaten de bütün malzemelerin eksiz bir şekilde kavanoza girdiklerini görmüşler. Öğretmen öğrencilerine vermesini istediği dersi yani Önemli İşlere Öncelik Ver dersini bu şekilde vermiş.
Bu hikaye Önemli İşlere Öncelik Ver alışkanlığının önemini kavramamız için gerçekten muhteşem bir ders niteliğinde. Hayatımızda bizim için önemli olan işlere öncelik verdiğimiz zaman hem planlı programlı olmayı hem disipliner olmayı hem de zamanı yönetmeyi öğrenmiş oluruz. 

 

4. Alışkanlık : Kazan/Kazan Diye Düşün

Bugün insanların en büyük problemi herkesi kendine rakip olarak görme problemidir. Bu da kapitalist anlayışın insanlara dikte ettiği bir anlayıştır. Aslında kendi kendimize rakipler üreterek kendi enerjimizi kendi odak noktamıza yani etki alanımıza vereceğimize rakiplerimize veriyoruz. Ayakta kalabilmenin rakibimizden daha iyi olma ile mümkün olacağını düşünüyoruz. Yani mantığımız ve anlayışımız kaybettir ve kazan mantığı şeklinde ilerliyor. Halbuki kaybeden bizim gibi bir insan ve onun kaybı bir yekün içinde bizim de kaybımız oluyor. Biz insanlar yarış pistendeki atlar değiliz ve olmamalıyız da. Sadece önde olan kazanır mantığından dolayı biribirmize kaybettirmenin derdi ile meşgulüz ve bu da bizim kalitemizi, insanlığımızı yerlerde süründürüyor.
Kaybettir ve Kazan anlayışı bencil, egoist bir anlayış. Bencillik asla bir kazanç değildir. Başkasının kaybı üzerinde kurulan bir kazanç da zaten etik, ahlaki değildir.
Etkili insanlar asla kaybettir/kazan mantığına sahip olmazlar. Onların bir değerleri vardır. Ve o değerleri onlara kazan/kazan anlayışını hakim kıldırır. Yani çevresindekileri birer rakip olarak değil, dayanışacak, yardımlaşacak, birlikte çok daha güzel başarılar elde edilecek dostlar olarak görür. Etkili insanlar çevresindekilerinin kazancının bir yekün içerisinde kendilerinin de kazancı olduğunu bilirler.
Kazan/Kazan anlayışındaki insanlar başarılı insanlarla çalışmayı tercih ederler. Çünkü onlar için önemli olan kendisinin kazanması ya da kaybetmesi değil yapılan işin başarılı olmasıdır.
Kaybet/Kazan anlayışındaki insanlar ise başarılı insanlarla çalışmak istemezler. Çünkü onlar başkalarının başarısını kendilerinin başarısızlığı olarak görürler.
Kazan/Kazan anlayışı hayatı rekabete değil, işbirliğine dayalı bir alan olarak görür. Kazan/Kazan'ın temelinde, ortadaki şeyin herkese yetecek kadar bol olduğunu, bir kişinin başarısının diğerlerinin başarısızlığı pahasına elde edilmediği ya da onların başarısını dışlamadığı paramadigması vardır.  

 

5. Alışkanlık : Önce Anlamaya Çalış Sonra Anlaşılmaya

Bu alışkanlığın temelinde tedaviden önce doğru teşhisi koyabilmek yatar. İletişimdeki hastalığın tedavisi için önce karşımızdaki insanı anlamaya çalışmamız gerekir. Karşımızdakini anlamaya çalışmadan kendimizin anlaşılmasını istemek, teşhisi koymadan tedavi yapmaya benzer. Bu da hastalığın daha da derinleşmesine sebep olur.
Önce "Anlamaya Çalış Sonra Anlaşılmaya" alışkanlığı insanın hayatındaki çok önemli bir yer teşkil eden iletişimin sağlıklı olup olmamasını belirler. İletişim hayatımızın olmazsa olmaz bir parçasıdır. Onun için Etkili İnsanlar hayatının en önemli parçası olan iletşimi en sağlıklı bir şekilde yürütmenin gayretinde olurlar. Çünkü sağlıklı bir iletişim becerisi olmayan bir insan hiçbir işinde başarılı olmaz, hiçbir toplumda etkili olamaz.
Sağlıklı iletişim ise belirttiğimiz gibi önce karşımızdakini en güzel şekilde dinleme ve onu anlamadan geçer. Atalarımız "iki dinle bir söyle" sözüyle esasen bize bu alışkanlığı kazandırmanın gayretinde olmuşlardır.
Bu alışkanlık bize doğru anlama ve anlaşılma olanağını verir. İnsan doğru anlayınca ve doğru anlaşılınca hayatındaki olumsuzluklarının çok büyük bir kısmı ortadan kalkar. Olumsuzluklar yok olunca insan daha neşeli, daha sevinçli, daha motiveli, daha heyecanlı ve daha coşkulu olur. Bunlar da insanın daha başarılı olmasını ve çevresinde daha etkili olmasına katkı sağlar. 

 

6. Alışkanlık : Sinerji Oluştur

Sinerji, bir işi yapmanın ortak  isteği, heyecanı ve gücüdür. İlk beş alışkanlıkları düzenli bir şekilde kullanmamız bizi sinerji alışkanlığına hazırlar.
Sinerji, gereğince anlaşıldığı zaman, bütün yaşam süresince en üst düzey etkinliktir. Bütün diğer alışkanlıkların gerçek sınavı ve ifadesidir.
Esasen sinerji, "Bir elin nesi var iki elin sesi var" ve "Birlikten kuvvet doğar." atasözlerinin ta kendisidir diyebiliriz. Yani enerjilerimizi ortak bir amaç için birleştirip, çok daha büyük bir enerji ile o işin başarısına odaklanmaktır.
Sinerji parçalardan oluşan bütünün bütün parçalardan daha büyük olmasıdır. İnsan vücudu buna en güzel örnektir. Her organın tek başına çalışması ile bütün vücutta birleşip ortak bir amaç için çalışması arasında etkinlik farkı çok büyüktür.
Dört insanın bir amaç için ayrı ayrı çalışması 4 ederken, birlik olup sinerji oluşturarak çalışmaları 1111 eder. 
Etkili insanların en önemli özelliği sinerji oluşturabilmeleridir. Sinerji oluşturabilmeniz için proaktif olmanız, bir amaca sahip olmanız, anlaşılmadan önce anlamaya çalışmanız ve Kazan/Kazan anlayışına sahip olmanız şarttır. Aksi halde sinerji oluşturmanız imkansızdır.
 

 

7.Alışkanlık : Baltayı Bile

Stefen Covey kitabında bunun için şu örneği vermiş:
"Diyelim ki bir koruda bir ağacı telaşla esmeye çalışan biriyle karşılaşıyorsunuz.
"Ne yapıyorsunuz?" diye soruyorsunuz.
Adam sabırsızca, "Görmüyor musunuz?" diye yanıtlıyor. "Ağacı baltayla kesmeye çalışıyorum!"
"Bitkin görünüyorsunuz!" diye bağırıyorsunuz. "Bu işi ne zmaandan beri yapıyorsunuz?"
Adam, "Beş saatten fazla oldu," diyor. "Çok yoruldum! Zor iş bu."
"İşe birkaç dakika ara verip baltayı bilesene! O zaman ağacı daha hızlı keseceğinde eminim" diyorsunuz.
Adam daha kararlı bir şekilde:"Baltayı bileyecek zamanım yok. Ağacı kesmekle meşgulüm." diyor.
Hikayedeki bu adam gibi olmak, baltayı bilemeden odun kesmek; vaktinizi boşa harcamak, kalitenizi düşürmek, yeteneğinizi köreltmek olur.
Yedinci alışkanlık size sahip olduğunuz en büyük kaynağınızın yine kendiniz olduğunu, kendinizi korumak ve geliştirmek zorunda olduğunuzu öğretir.
Zaman hızlı bir şekilde akıyor. Zamanı durdurmak, insanlığın gelişimini durdurmak imkansız. Zamanı durdurmak ile meşgul olmayalım, kendimizi geliştirip her daim zamanın bir adım önünde olalım.
Kendini yenilemeyen ve geliştiremeyen insanlar, toplumlar geride kalmaya mahkumdurlar. Değişim nasıl ki kaçınılmazsa; bizim de kendimizi geliştirmemiz kaçınılmazdır.
Kendimizi dört konuda koruyup geliştirmemiz gerekiyor:
    1. Fiziksel olarak kendimizi koruyup geliştirmemiz gerekiyor.
        Bunun için egzerlikler, doğru beslenme ve stres yönetimi konularında her gün bir adım daha atmamız şart.
    2. Zihinsel olarak kendimizi koruyup geliştirmemiz gerekiyor 
        Bunun için bol bol okumamız, hayal gücümüzü arttırmamız, planlama yapmamız şart.
    3. Ruhsal olarak kendimizi koruyup geliştirmemiz lazım
        Bunun için önce değerlerimizi belirmemiz, kulluk bilincine varmamız, ahiret endeksli hareket etmemiz, her an Rabbimizin gözetiminde olduğumuzun bilincinde olmamız şart.
    4. Sosyal ve duygusal olarak kendimizi koruyup geliştirmemiz gerekiyor
        Bunun için de insanlara hizmet etmemiz, empati ile olaylara ve insanlara yaklaşmamız, sinerji oluşturmamız şart.


Etkili insanların yedi alışkanlığının konu başlıklarını "Etkili İnsaların 7 Alışkanlığı" kitabından aldık. Konuları kısaca özetlemeye çalıştık. Dileğimiz bu yedi alışkanlığa sahip olmanız ve hem bu dünyada hem de ahirette başarıya ulaşmanızdır. 

Sizler için hazırladığımız bu yazıları beğeniyorsanız lütfen çevrenizdekilerle paylaşarak daha fazla insana ulaşmamıza katkı sağlayın.